29 Kasım 2008 Cumartesi

aşkın acı hali

tam göğsünün ortasında bir yerin acıyacak...evinin seni içine sığdıramayacak kadar dar olduğunu fark edeceksin...sokağa fırlayacaksın...sokaklar da dar gelecek...tıpkı vücudunun yüreğine dar geldiği gibi...ne denizin mavisi açacak içini, ne pırıl pırıl gökyüzü...kendini taşıyamayacak kadar çok büyüyecek, bir yandan da kaybolacak kadarküçüleceksin...birileri sana bir şeyler anlatacak durmadan..."önemli olan sağlık.""yaşamak güzel.""boş ver, her şey unutulur."sen hiçbirini duymayacaksın...gözyaşlarından etrafı göremez hale geleceksin...ondan ölmesini isteyecek kadar nefret edecek, az sonra kollarında ölmekisteyecek kadar çok seveceksin...hep ondan bahsetmek isteyeceksin..."ölüme çare bulundu" ya da "yarın kıyamet kopacakmış" deseler başınıkaldırıp "ne dedin?" diye sormayacaksın...yalnız kalmak isteyeceksin...hem de kalabalıkların arasında kaybolmak...ikisi de yetmeyecek...geçmişi düşüneceksin...neredeyse dakika dakika...ama kötüleri atlayarak...onunla geçtiğin yerlerden geçmek isteyeceksin...gittiğin yerlere gitmek...bu sana hiç iyi gelmeyecek...ama bile bile yapacaksın...biri sana içindeki acıyı söküp atabileceğini söylese, kaçacaksın...aslında kurtulmak istediğin halde, o acıyı yaşamak için direneceksin...hayatının geri kalanını onu düşünerek geçirmek isteyeceksin...aksini iddia edenlerden nefret edeceksin...herkesi ona benzetip...kimseyi onun yerine koyamayacaksın...hiçbir şey oyalamayacak seni...ilaçlara sığınacaksın...birkaç saat kafanı bulandıran ama asla onu unutturmayan...sadece bir müddet buzlu camın arkasından seyrettiren...bütün şarkılar sizin için yazılmış gibi gelecek...boğazın düğümlenecek, dinleyemeyeceksin...uyumak zor, uyanmak kolay olacak...sabahı iple çekeceksin...bazen de "hiç güneş doğmasa" diyeceksin...ne geceler rahatlatacak seni ne gündüzler...ölmeyi isteyip, ölemeyeceksin...belki çivi çiviyi söker diye can havliyle önüne çıkana sarılmakisteyeceksin...nafile...düşüncesi bile tahammül edilmez gelecek...rüyalar göreceksin, gerçek olmasını istediğin...her sıçrayarak uyandığında onun adını söylediğini fark edeceksin...telefonun çalmasını bekleyeceksin...aramayacağını bile bile...her çaldığında yüreğin ağzına gelecek...ağlamaklı konuşacaksın arayanlarla...yüreğin burkulacak...canın yanacak...bir daha sevmemeye yemin edeceksin...hayata dair hiçbir şey yapmak gelmeyecek içinden...onun sesini bir kez daha duymak için yanıp tutuşacaksın...defalarca aradığı günlerin kıymetini bilmediğin için kendinden nefretedeceksin...yaşadığın şehri terk etmek isteyeceksin...onunla hiçbir anının olmadığı bir yerlere gidip yerleşmek...ama bir umut...onunla bir gün bir yerde karşılaşma umudu...bu umut seni gitmekten alıkoyacak...gel gitler içinde yaşayacaksın...buna yaşamak denirse...razı mısın bütün bunlara...?hazır mısın sonunda ölüp ölüp dirilmeye...?o halde aşık olabilirsin ... ..can dündar..

biri vardı




gaözlerin vardı suda ki izlerde
gözlerin yüreğimin ta içinde
biri vardı birzamanlar bende
canımın içinde biri vardı

21 Kasım 2008 Cuma

AĞLA GÖZÜM AĞLA GÜLMEZEM GAYRİ




Ağla Gözüm Ağla Gülmezem Gayri
Ağla gözüm ağla gülmezem gayriGönül dosta gider gelmezem gayri
Ne gam bunda bana bin kez ölsemOrda ölüm olmaz ölmezem gayri
Yansın canım yansın aşkın odunaAksın kanlı yaşım silmezem gayri
Beni irşad eden mürşid-i kamilYeter ben el daha almazam gayri
Varlığım yokluğa değişmişim benBu gün cana başa kalmazam gayri
Fenadan bakiye göç eder oldukYöneldim sol yola dönmezem gayri
Muhabbet bahrinin gavvası oldumGerekmez ceyhun’a dalmazam gayri
Dilerim fazlından ayrılmıyasınTanrı’m senden özge sevmezem gayri
Söyle aşık dilinden bunu YUNUSEğer aşık isem ölmezem gayri
yunus emre

18 Kasım 2008 Salı

BEDEL

Her şeyin bedeli var bazen ağır bazen kaldırabileceğimiz ölçüde, ama var

Bu kullandığımız eşyalardan tutun da nefes aldığımız havaya kadar

Ama bazı bedeller var ödemek çok güç geliyor bazen kaldıramıyoruz ne yazık

Mesela heyecan verici bir aşkın bedeli kötü sona ulaşması terk edilmek

Aldatılmak belki.

Yâda en iyi ihtimale kendi kendine o birlikteliğin içinde erimesi yok olması

Yaşadığımız evin bir bedeli var kiracı isek kirası ev sahibiysek satın alma parası

Gerçi neyin sahibi olduğumuz da tartışılır ya bu dünyada!

Arkadaşlıklarımızın dostluklarımızın bile bedeli var ne kadar verirsen o kadar alırsın

Mesela bu hoş olanı ,gerçi ama her zaman öle olmuyor tabi bazen verip

Alamadığın da oluyor ne yazık ki sevip sevilmediğin iyiliğinin karşılığını

Kötülük olarak aldığın durumlar var, bazen hayat ta bu da iyi niyetinin bedeli oluyor.

Bir de seve, seve ödediğimiz bedeller var tabi…

Bazen yaşamak için seçimler yapmak zorunda kalıyoruz bedeller arsın da

Bazen en kötüden kurtulmak için daha az kötü olanı seçmek zorun da kalıyoruz

Bilgisayarımız için para bedeli, para için çalışmak bazen hiç durmadan

Biraz daha iyi hayat sürebilmek için daha zor koşularda çalışmak.

Çalış çabala ömrü tüketiyoruz ne huzur kalıyor bazen ne mutluluk…

Birde bakıyoruz ki iyi yaşamak dediğimiz olaya ömrümüzü bedel vermişiz

En değerli şeyimizi koca bir ömrü.

11 Kasım 2008 Salı

yok

bulutlar vardı beyaz pamuktan bulutlar vardı siyah korkutan
gözler vardı baktığında içini ısıtan gözler vardı tek kurşunla vuran
rüzgar vardı.rüzgarın beni alıp oradan oraya savuran
şimdi uzak pamuktan bulutlar şimdi yok artık yoksun

10 Kasım 2008 Pazartesi

hayat

Hayat sen hep zorladın beni ne yaptım sana hep yarıştın benimle hep engel çıkardın yollarıma ben ise tüm gücümle karşı koydum sana savaştım engellerinle ama yordun beni be hayat tüketin neden hep böyle oluyor neden tam buldum derken kaybettiriyorsun sen hayat canına ot tıkayacağım senin hep sana inat yaşadım hep sana inat ayakta kaldım bir kez de sen lütfetsen olamaz mı bir kez de kolay olsa yaşamak çok oldu pes ettirdin bana tükendim dedirdin ama bu kez baya zayıfım hadi bir güzellik yap bu kez alma benden bir şeyler götürme eriyorum ölüyorum yaşamaktan vaaz geçiyorum artık her şeyi suyuna bıraktım serseri mayınlar gibi oradan oraya savrulup duruyorum nerede nasıl patlar biterim belirsiz hadi bu kez de savaşma benimle ya yok edersin beni yâ da savaşı ben kazanır canına ot tıkarım senin işte o zaman görürsün savaşmak neymiş

9 Kasım 2008 Pazar

aşk için yapabileceğin herşeyi yaptığına inanıyorsan

Aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan, için rahat olsun. Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır.
Sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya hazırdır. Hani ağzınla kuş tutsan "Bu kuşun kanadı neden beyaz değil?" diye bir soruyla bile karsılaşabilirsin.. iki ucu keskin bıçaktır bu işin. Yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her zaman. Bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. İyi halin cezanda indirim sağlamaz.
Sen, "Ama senin için şunu yaptım" derken o, "şunu yapmadın" diye cevap verecektir. Ve ne söylesen karşılığında mutlaka başka bir iddiayla karşılaşacaksındır. Üzülme, sen aşkı yaşanması gerektiği gibi yaşadın.Özledin, içtin, ağladın, güldün, şarkılar söyledin, düşündün, şiirler yazdın. "Peki o ne yaptı" deme. Herkes kendinden sorumludur aşkta. Sen aşkını doya doya yaşarken o kendine engeller koyuyorsa bu onun sorunu. Bir insan eksik yaşıyorsa, ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamak için uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için? Hayatı ıskalama lüksün yok senin. Onun varsa, bırak o lüksü sonuna kadar yaşasın.
Her zamanki gibi yaşayacaksın sen. "Acılara tutunarak" yaşamayı öğreneli çok oldu. Hem ne olmuş yani, yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. Sen mutluluğu hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki…. Epeydir eline almadığın kitaplar seni bekliyor.Kitap okurken de mutlu oluyorsun unuttun mu? Kentin hiç görmediğin sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif verecek sana.Yine içeceksin rakını balığın yanında. Üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de cabası….
Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun aslolan yürektir.Yürek sesi ne bilmeyenler, ya da bilip de duymayanlar acıtsa da içini unutma; yasadığın sürece o yürek var olacak seninle birlikte. Sen yeter ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda duygusunu. Elbet bitecek güneşe hasret günler. Ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini…
Hayatı ıskalamaya lüksün yok senin…..
Nazım HİKMET

sayıgı ile anıyorum.

ilk

Gecenin kara rengine gizlendim
Kimseler görmesin seni diye
Yolunu gözleyen hep bendimAcaba bir gün bana gelirmisin diye