28 Temmuz 2009 Salı

22 Mayıs 2009 Cuma

Hayat ve biz

Akan su gibi zaman seyirciyiz içinde
Ne kaderi nede zamanı durduramasın
Tıpkı önü kesilen suyun yolunu bulduğu gibi
Hayata kontu rol edemediğimiz olaylar gibi

Her şeyi kontu rol ettiğimizi sansak ta aslında-
Öyle dil kaderin oyuncağıyız aslında bu hayat’ta
Elimizde olan olaylarda var tabi nasıl bir insan –
Olacağımıza biz karar verebiliriz
Ama ne yaparsak yapalım yaşayacağımız bir şeyler varsa
Er ya da geç başımıza geliyor yaşıyoruz kader de ne varsa.

Efendim bunlar benim düşüncelerimdir kadere dair
Sevgilerimi sunarım okuyan herkeze

24 Mart 2009 Salı

Hayalim de ki bahar

Küçük ahşap tan yapılmış bir evim olsa

Tam ormanın ortasın da her yer yeşile boyansa,

Kır çiçekleri karların altından güneşe gülse

Mesela papatyalar beyaz sarı mis koksa

Baharın gelişini yeşil yapraklar doğarak kutlasa

Kuşlar cıvıl, cıvıl kuzular hoplayıp zıplıyor olsa

Şırıl, şırıl bir dere tam bahçemin altında aksa

Ben papatyalaarın arasın da mis kokularla sarhoş

Güneş saçlarımı okşuyor öylece teslim olmuşum bahara.

12 Mart 2009 Perşembe

Hayata dair

Hayatı neden gerektiği gibi yaşayamıyoruz neden çıtalarımız bu kadar yüksek
Su gibi akan zamana direnip duruyoruz bazen isyanlarla geçiyor günlerimiz
Bir an önce bitirmek istiyoruz an geliyor oysa zaman su misali akıyor
Neden her anın tadını çıkarmayı başaramıyoruz neden bu kadar zayıfız

Bize verilen bu uzun görünen kısacık ömrü heba edip gidiyoruz ne yazık ki
Bu sözlerim kendime aslında ve benim gibi olanlara her şeye kırılıp kaya gibi duranlara
Aklı başında bir yazı bile yazmakta zorlanıyorum alışmışım
Sanki hayatı kendime zehretmeye hep aslında her nefesimize şükretmek dururken
Mantıklı düşünüp duygularına yenilen kendiyle çatışıp duran savaşı hiç bitmeyen-
Bir hayat seçmişim sanki oysa barışmalı insan kendisiyle ve hayatla.

26 Şubat 2009 Perşembe

uyku

Bal uyku şerbet uyku gel gayri yolunu gözler oldum
Teslim al beni şefkatli kollarına hasretinden soldum
Yormadan gel huzurunla la gel al şefkatli kollarına
Bir garip divane gibi gecelerde gezer oldum

Gel sığınağım ol ben çok yoruldum
Kavuştur beni sevindir mutlu rüyalarında
Gel sen bari yalnız terk etme beni gecelerde
Karanlıklar ortasın da bir garip derbeder oldum

Gel annem gibi sar sarmala korunağım ol
Gece kuşları gibi uçar oldum daldan dala
Gel yar etme beni kapanmayan gözlerimin esaretine
Gel bal uyku hasretinden çok yoruldum

SORDUM SARI ÇİÇEĞE

bu kadar bu kadar güzel olma çiçek zamana meydan okuyamasın sende bir gün elbet solacaksın
yada hiç acımadan hunharca dalından koparılcaksın o gün ne güzelliğin kalacak ne neşen
sancıyacak kalbin kanıycak yaraların sel olup akacak göz yaşların işte o gün nihai son

25 Şubat 2009 Çarşamba

UMUDUM TÜKENİYOR

Umut içimden gelmiyor ışığımı söndürüyor kötü insanlar
Yalanlar riyakârlıklar arabozucu kıskançlıklar her şekilde yalanlar
Umudumu söndürüyor.
Din ile aldatanlar tatlı dil kullananlar hayatı tiyatro sahnesine çevirenler
Her şekil de yalancılar inancımı tüketiyor

Güvenmemeyi öğretiyorlar yalnızlığa sürüklüyorlar
Pislik kendi içine çekmeye çalışıyor temiz olanı
Kötü ruh iyiliğe teamül edemezmiş negatif enerjisini yaymak istermiş
Boğuluyorum umudumu tüketiyorlar

19 Ocak 2009 Pazartesi

bulutlar


14 Ocak 2009 Çarşamba

elinizden kaçırdıklarınıza üzülmeyin

Adamın biri bir gün tuzak kurarak küçük bir kuş yakalamış. Adam tam kuşu kesip yemek üzere iken kuş konuşmaya başlamış:"Bu kadar zamandır pek çok koyun, inek yedin doymadın. Şimdi 50 gramlık bir kuşu yiyip de doyacak mısın sanki? Beni bırakırsan sana üç nasihatte bulunurum, her zaman işine yarar. Birincisini elinde iken söylerim, beğenirsen bırakırsın. İkincisini şu damın üzerinde ve üçüncüsünü de şu ağacın tepesindeyken söylerim, ne dersin?"

Adam, kuşun teklifini kabul etmiş ve birincisini söylemesini istemiş.Kuş:" Sana her söylenene inanma!" demiş. Adam bu nasihati beğenmiş ve kuşu bırakmış. Kuş, damın üzerine çıkınca adam "ikincisini söyle bakalım!"demiş.
Kuş:" Elinden kaçıp giden ve kaybettiğin şeylerin arkasından boş yere sızlanıp şikâyet etme!" demiş. Adam bu nasihati de beğenmiş ve bu sırada kuş ağacın tepesine konup: "hey adam, benim karnımda tam 300 gr ağırlığın da bir elmas vardı, onu kaçırdın!" deyince adam kendini yerden yere atıp kaçırdığı fırsat için
dövünmeye başlamış.
Kuş:" Sana her söylenene inanma demiştim, ama bu nasihatimi tutmadın. Ben 50 gramlık kuş iken karnımda nasıl 300 gramlık elmas taşıyabilirim? Ayrıca elinden kaçan fırsatların arkasından
boş yere dövünme dememiş
miydim?"der.Bunun üzerine adam "hadi, üçüncüsünü söyle" deyince kuş: "sanki ilk iki öğüdü tutmuş gibi üçüncüsünü istiyorsun. Çorak toprağa atılan tohum yeşeririmi? Cehalet ve ahmaklık yırtığını hiçbir yama kapatmaz!" diye cevap verir ve uçup gider

6 Ocak 2009 Salı

BİR BEN VARIM

Dağlar yeşermişti yüreğimde bir zamanlar
Hayalini kurduğum güzel düşler vardı gözlerimde
Lakin Ogün de bu gün de hep umutsuzluğa boğuldular
Çok eskiden çocuk yüreğimde ışık vardı yine de

Yalnızlığın en koyu karanlıklında kayboldular
Ben öldüm keder yaşam tutundu yaratanına
Küçük bir ışık vardı çocuk yüreğimde bir zamanlar
Sanki her şey eskidi yoruldu titrek ellerim de

O zamanlarda inanırdım biraz da olsa insanlara
Şimdi söyleyin güven sevgi kayboldu nerde
Masal mıydı bütün anlatılanlar aklım yetmiyor anlamaya
Neden bu kadar yalnız neden zavallı inananlar

Bir ben varım şimdi ruhumun derinliklerinde
Acılar var zamanın elerinde gözeler ağladılar
Ağladılar ki atsınlar içimdeki zahiri boşa aktılar
Çocukluğum bile demiyorum bebekliğim nerede?

Anladım ki yalnızca bebekler saf bir o var elde
Hiçbir şey hatırlandığım zamanım bir tek bebekliğimde
Geçmişten istediğim bir tek şey o var
Yetmiyor artık yorgun ruhuma ufak umutlar